Saadet Partisi, eski genel lider ve başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan‘ın vefatının 10. yıldönümünde Anma Programı düzenlendi. “Yaşanabilir Türkiye” sloganıyla düzenlenen Erbakan’ı Anma ve Manaya Programına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere tüm siyasi parti başkanları davet edildi.
Ankara’da bir otelde ve pandemi şartları nedeniyle hudutlu sayıda iştirakçi ile saat 19.30’da başlayan anma toplantısına CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Lideri Mithat Sancar, Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal, AKP Genel Lider Yardımcısı Mahir Ünal, UYGUN Parti Genel Lider Yardımcısı Nuri Okutan, BBP Genel Lider Yardımcısı Tevfik Eren partilerini temsilen katıldı.
Törene katılan isimler ortasında Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş da yer aldı.
Necmettin Erbakan ile ilgili bir görüntü gösteriminin de yapıldığı merasimde birinci konuşmayı yapan Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, bu yıl farklı bir istikametiyle Erbakan’ı anlamaya, değerlendirmeye çalışacaklarını lisana getirdi.
Karamollaoğlu, “10 yıldır nizamlı bir formda gerçekleştirdiğimiz bu etkinliklerde ilim adamı olarak Erbakan’ı anlamaya çalıştık. Bir yıl fikir adamı olarak Erbakan’ı anlamaya çalıştık, siyaset ve devlet adamı olarak da Erbakan’ı anlamaya çalıştık. Bir yıl dürüstlük ve nezaketini bir öbür yıl ahlak ve adalet anlayışını yorumlayarak hayat çabasından ve yaşantısından dersler çıkarmaya çalıştık. Bu yıl ise Erbakan Hocamızın en değerli amaçlarından birisi olan ‘Yaşanabilir Bir Türkiye’ maksadını anlamaya değerlendirmeye çalışacağız” dedi.
‘Erbakan gayretini üç etaplı bir gaye üzerine inşa etti’
Karamollaoğlu, Erbakan’ın, bütün çabasını ve siyasetini üç evreli bir maksat üzerine inşa ettiğini tabir ederek, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“İlk evrede yaşanabilir bir Türkiye. İkinci basamakta, yaşanabilir bir Türkiye’nin oluşturulması üzerine doğacak tekrar büyük Türkiye. Üçüncü basamakta ise adalet üzerine inşa edilmiş bir yeni dünya kurmaktı. Zira yaşanabilir bir Türkiye’yi kurmadan tekrar büyük Türkiye’yi, tekrar büyük Türkiye’yi kurmadan da bütün insanlığın refah ve saadet bulacağı yeni bir dünyayı kurmak, inşa etmek mümkün değil. Biz, yaşanabilir bir Türkiye denince maddi ve manevi taraftan kalkınmış bir Türkiye’yi anlıyoruz. Maddiyat ve maneviyat bir kuşun iki kanadı üzeredir. Nasıl ki tek kanatlı bir kuş uçamazsa tek taraflı bir kalkınma da topluma kamil manada huzur ve barış getiremez. Biz, yaşanabilir bir Türkiye denince yerli ve ulusal bir duruş anlıyoruz”
‘Bugünlerde neredeyse herkes Ulusal Görüşçü, herkes Erbakancı’
Karamollaoğlu, Saadet Partisi’nin çizgisinin Erbakan’ın çizgisi olduğunu, Erbakan’ın hiçbir vakit kimseyi ötekileştirmediğine söyledi.
Karamollaoğlu, “Bugünlerde neredeyse herkes ulusal görüşçü, herkes Erbakancı. Bu, bizi emin olun mutlu ediyor. Ancak kimse Erbakancılık ismi altında Saadet Partisi’ne de ayar vermeye kalkmamalıdır diye düşünüyoruz. O denli yağma yok. Necmettin Erbakan Hocamız vefat ettiğinde Saadet Partimizin Genel Lideri idi. Bugün ulusal görüşçü olmanın, Erbakan’ın yolundan gitmenin, Erbakan’ın çizgisini takip etmenin tek ölçüsü var, o da Saadet Partili olmak” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu: Erbakan’ın hocalığı yalnızca akademik unvan değil
“Bir Cumhuriyet çocuğu olan” Necmettin Erbakan’ın hocalığının yalnızca bir akademik unvan olmadığını söyleyen CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Onun hocalığı üniversite kürsülerine sıkışmış bir akademisyen-öğrenci münasebeti de değildir. Onun hocalığı, tıpkı vakitte ömrünü verdiği bir siyasi hareketin, siz pahalı mensuplarını vatan, millet ve bayrak sevgisi ile bir ortaya getirmiş ulusal bir görüşün hocalığıydı. Onun hocalığı, Ulusal Nizam Partisi’nden Ulusal Selamet Partisi’ne ve 12 Eylül sonrasında sırasıyla Refah, Fazilet ve Saadet Partisine kadar uzanan bir kararlılığın hocalığıydı” formunda konuştu.
Kılıçdaroğlu, Nazım Hikmet‘in “Yaşamak bir ağaç üzere tek ve hür ve bir orman üzere kardeşçesine” dizelerini okuyarak, konuşmasına şöyle devam etti:
“Her birimiz bir ağaç üzere tek ve hür olacağız ancak bir orman üzere kardeşçe yaşayacağız. Pekala bunu nasıl sağlayacağız? Yaşanabilir bir Türkiye yaratabilmenin en kıymetli koşulu şudur, kimseyi kendimize benzetmeye çalışmayacağız. Birilerinin de bizleri kendisine benzetmek istemesine karşı duracağız. Farklı olacağız fakat birlikte olacağız. Tıpkı bir orkestranın birebir ezgide birleşen enstrümanları üzere olacağız. Nedir o ezgi? O ezgi demokratik, laik, toplumsal bir hukuk devletine bağlılıktır, o ezgi, kuvvetler ayrılığının gerekliliğine inanmaktır, o ezgi fikir ve söz özgürlüğünü, din ve vicdan özgürlüğünü, medya özgürlüğünü, insan haklarını lakin, fakat, ama, lakin ile başlayan bir cümle kurmaksızın kayıtsız kuralsız savunmaktır. O ezgi, yatağa tek bir çocuğun dahi aç girmeyeceği bir Türkiye için çalışmaktır”
‘Mavi Vatan’dan kelam ediyorsak Ecevit ve Erbakan’ın sayesinde’
Farklılıklarla bir ortaya gelip Türkiye’nin birçok sıkıntısını çözebilmiş olmanın bir öteki örneğinin de 26 Ocak 1974’te kurulan Birinci Ecevit Hükümeti yani Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi Koalisyonu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “11 aylık kısa ömrüne karşın bu koalisyon hükümeti, Türkiye ve bölgenin geleceği açısından tarihi adımlar atmayı başarmıştır. Bu muvaffakiyetlerin elbet en değerlileri 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ve devamıdır. Bu harekat Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin temellerini atmıştır ve bugün Mavi Vatan’dan kelam ediyorsak bu, Ecevit ve Erbakan’ın sayesindedir. Bu koalisyonun Kıbrıs Barış Harekatı ile haşhaş ekiminin özgür bırakılması da dahil tarihi nitelikteki pek çok icraatı kadar değerli bir öteki niteliği daha var” dedi.
‘Tüm kırgınlıkları ve acıları gidermeliyiz’
Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi protokolünde yer alan unsurları anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Belki de bu koalisyonun hangi hislerle kurulduğunun en somut sözü 3. unsurunda yer almaktadır. ‘CHP-MSP koalisyon hükümeti, kırgınlık ve acıları gidererek bütün geçmişin bir yana bırakılmasını, karşılıklı bağışlama ve müsamahaya dayanan bir kardeşlik ortamının kurulmasını birinci misyon sayar.’ Bugün de gereksinimimiz olan budur, tüm kırgınlıkları ve acıları gidermeliyiz. Bütün bir geçmişi bir yana bırakarak helalleşmeliyiz. Biz dostlarımızla birlikte yaşanabilir bir Türkiye’yi kuracağımıza inanıyoruz fakat bugün dostlarımızın ortasında saymadıklarımızı da düşmanlarımız olarak görmüyoruz”
Türkiye’nin içinde bulunduğu temel problemlerin tahlilinin, ekonomik buhrandan çıkabilmenin tek yolunun daha fazla demokrasi olduğunu lisana getiren Kılıçdaroğlu, “Tıpkı bu salonda olduğu üzere farklılıklarımızın birer zenginlik olduğu şuuruyla istişare ederek, aklımızı kullanarak, hakkın galip gelmesini, batılın zail olmasını sağlayabiliriz” tabirlerini kullandı.
Mahir Ünal: Erbakan milletin evladı
AKP Genel Lider Yardımcısı Mahir Ünal ise Erbakan’ı bilim insanı, devlet adamı ve ilham olmuş bir ufuk insanı olarak nitelendirdi.
Erbakan’ın biyografisinden en çok etkilendiği insanlardan birisi olduğunu lisana getiren Ünal, “Öğrenciliğine baktığınızda, üniversite hayatına baktığınızda, akademik hayatına baktığınızda disipliniyle kendi inşa ettiği bedelleri ve karakteriyle ilham veren bir insan olmuştur” tabirlerini kullandı.
Ünal, Erbakan’ın yalnızca bir siyasi görüşün değil “milletin evladı” olarak anılan, yad edilen ve minnet, rahmetle anılan bir insan olduğunu söyledi.
Necmettin Erbakan’ın siyasetin üzerinde bir bedel olduğunu belirten Ünal, “Onun heyecanını, onun gayretini, onun verdiği arbedeyi bu milletin ruhunun bir modülü olarak görüyor ve karşısında hürmet ile eğiliyorum” dedi.
Sancar: Unsurlu duruşuyla siyasette değerli izler bıraktı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Lideri Mithat Sancar, Erbakan’ın siyasi geleneğine ve çizgisine bağlılığıyla, Türkiye’nin temel sıkıntılarına demokrasi içinde tahlil aramak için çabaladığını söyledi.
Sancar, Erbakan’ın demokrasi dışı teşebbüsler karşısında sergilediği unsurlu duruşuyla siyasette kıymetli izler ve kıymetli bir miras bıraktığını belirtti.
Demokrat Parti Genel Lideri Gültekin Uysal da “Bu büyük mecranın içerisinden gelerek bugün Necmettin Erbakan Hocamızın bilhassa sosyoloji çevre-merkez bağlantısı diyebileceğimiz bir münasebetin içerisinde etrafın taleplerini, merkezin içerisinden çıkarak uygun yetişmiş kentli bir muhafazakarlık anlayışı içerisinde açtığı bu çığırı, Türk milleti ismine, Türk tefekkür hayatı ismine ben de önemsiyorum” dedi.
Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu ise “Muhterem Başbakanımız, hocamız, iki dünya savaşı ortasında doğdu. Yani dinlerin ve inançların artık bittiği ve ideolojilerin yükseldiğine inanıldığı, dinlerin sonu tezinin hakim olduğu bir dünyaya doğdu. Bütün dünyada sosyalizm, faşizm ve ideolojiler yükseliyordu ve dinlerin görece bir düşüşü yaşanıyordu. Ülkemizde de bunun yansımaları vardı. Bilgi sistemleri ile inanç sistemlerinin uzlaşamayacağı bir kanaatin ortasında, bütün eğitim hayatında bir ilim adamı olarak kendisinden ilham aldığım bir yaklaşımla altını çizerek söylüyorum, bilgi ile inancın, fikir ile imanın çatışmayacağını göstermek üzere yola çıktı. Bunu hakkıyla gösterdi” sözlerini kullandı.
Babacan: Erbakan’ın siyasi nezaketine gereksinim var
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan ise Erbakan’ın siyasi hayatından örnekler vererek, şunları söyledi:
“Bugün merhum Necmettin Erbakan’ın siyasi nezaketine, öbür partilerle diyalog tabanından kopmayışına, hürmet hudutlarını ihlal etmeyen siyasi uğraş üslubuna her zamankinden daha fazla muhtaçlık vardır. Ülkemize meselelerinin tahlilini yalnızca yasal demokratik siyaset yerinde aramaya muhtaçlık vardır. Güçler ayrımını ve hukukun üstünlüğünü tartışmasız bir halde yaşatmaya gereksinim vardır. Hem şiddete karşı hem de hak ihlallerine karşı odunsuz net bir duruşa muhtaçlık vardır”
Erdoğan: Türk siyasi tarihine damga vurdu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da anma programı için Temel Karamollaoğlu’na yazılı bildiri gönderdi.
Davet için teşekkür eden Erdoğan, “Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı bir defa daha rahmetle, hasretle yâd ediyorum. ‘Yaşanabilir Türkiye’ teması altında düzenlenecek aktifliklerin merhum Hocamızın fikriyatını, kişiliğini, dava aşkını, ümmet şuurunu, ülkeye ve millete hizmet sevdasını manaya bakımından hayırlara vesile olasını diliyorum” dedi.
“Hocamız, gerek Ulusal Görüş hareketinin kurucusu, gerekse 54’üncü Hükümetin Başbakanı olarak Türk siyasi tarihine damgasını vurmuştur” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Hocamız, maruz kaldığı onca hukuksuzluğa karşın, gayretini demokratik yerde yürüterek, ülkemizde sivil siyasetin güçlenmesine katkı sağlamıştır. Kuruluşuna liderlik ettiği D-8 teşebbüsü ile hem mevcut global sistemdeki çarpıklıkları gözler önüne sermiş hem de İslâm’ın adalete, hakkaniyete, barışa ve işbirliğine dayalı dünya tasavvurunu tüm insanlığın gündemine taşımıştır.
18 yıldır sürdürdüğümüz hizmet seyahatimizde, bilhassa savunma sanayii alanında hayata geçirdiğimiz tarihi projelerde, Hocamızın uğraşlarından ebediyen ilham aldık. 86 yıllık mahzunluğun akabinde Ayasofya’yı tekrar ibadete açarak, Sultan Fatih’in vasiyeti yerine getirme yanında Erbakan Hocamızın en büyük hayalini de gerçeğe dönüştürdük.
Türkiye’yi, Merhum Hocamızın da uğruna ömrünü adadığı amaçlarıyla buluşturana dek durmayacak, inşallah 94 ruhu ve 2053 vizyonuyla çalışmaya devam edeceğiz. Bu fikirlerle Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamıza Allah’tan rahmet diliyor, programa iştirak eden tüm kardeşlerime en kalbi selam ve muhabbetlerimi sunuyorum”
Programda, TBMM Lideri Mustafa Şentop‘un gönderdiği telgraf da okundu, YETERLİ Parti Genel Lider Yardımcısı Nuri Okutan, BBP Genel Lider Yardımcısı Tevfik Eren, İran İslam Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Mohammed Farazmand ve Pakistan İslam Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Muhammed Sirus Seccad Gazi birer konuşma yaptı.
