Olay, 1 Ağustos 2008 tarihinde Taşkent ilçesinde, o periyot belde statüsünde olan Balcılar Mahallesi’nde meydana geldi. Balcılar Kasabası Okul ve Kurs Talebelerine Yardım Derneği’ne ilişkin Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu’nda sabah namazı için kalkan 1 öğrencinin elektrik düğmesine basmasıyla patlama meydana geldi. LPG tankından sızan gazın neden olduğu patlamanın şiddetiyle 3 katlı yurt binası yıkıldı. Olayda, 1 eğitmen ve 17 yatılı öğrenci öldü, 29 öğrenci de yaralandı.
Olayın akabinde Yurt Müdürü Hüseyin Çömlek, dernek ve yurt temsilcileri Mehmet Semerci ve Mehmet Göktaş, jandarma tarafından gözaltına alındı. Mehmet Göktaş sözü alındıktan sonra hür bırakıldı. Hüseyin Çömlek ve Mehmet Semerci ise tutuklandı. Kısa bir müddet sonra Çömlek ve Semerci de tutuksuz yargılanmak üzere tahliye oldu.
Dava 9 yıl sürdü
Konya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2’si bayan eğitmen, 6’sı dernek ve yurt sorumlusu, 3’ü de LPG tankını kuran ve gaz dolumu yapan şirket sorumluları olmak üzere toplam 11 kişi hakkında ‘taksirle birden fazla kişinin vefatına sebep olma’ cürmünden dava açıldı. 14 Şubat 2017’deki karar duruşmasında yurt müdürü Hüseyin Çömlekçi 10 yıl, LPG şirketinin montaja uygunluk onayını veren yetkilisi İzzet Yanık ile teknik takviye sorumlusu İbrahim Yılmaz 7 yıl 6’şar ay mahpus cezası aldı. Öbür sanıklar dernek ve yurt yöneticilerinden Mümin Eğilmez, Hasan Kosalak, Ahmet Akdede, Mehmet Semerci, Mehmet Göktaş, Abdullah Bostancı, İlhan Biçici ve Ahmet Türkyılmaz beraat etti. Sanıklardan Hasan Kosalak’ın dava sürecinde hayatını yitirdiği belirtildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı asıl kusurluları tespit etti
9 yıl süren yargılamanın akabinde evrak, temyiz için Yargıtay’a gönderildi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı evraktaki incelemesinde; olayın asıl sorumluları olarak LPG şirketinin teknik genel müdürü, müdür yardımcısı ile teknik takviye çalışanlarının gaz tesisatındaki denetimlerinde eksiklikleri belirleyen hiyerarşik sıralamasındaki 5 kişinin daha olduğunu tespit etti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ‘asli kusurlu’ olarak belirttiği bireylerin sözlerinin de alınmadığı belirlendi. Bunun üzerine Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi’nden bu bireylerin yargı önüne çıkartılmasını talep etti, ayrıyeten eksik yargılamadan ötürü da kararın bozulmasını istedi. Lakin ortadan 5 yıl geçmesine karşın şimdi sonuç alınamadı.
‘5 kişi yargılama dışında bırakılmış’
Davanın 14 yıldır sonuçlanmadığını söz eden, ölen 3 öğrenciyle yaralı kurtulan 2 öğrencinin ailesinin avukatlığını yapan Konya Çocuk Hakları Müdafaa Derneği Lideri Hakkı Ünalmış, “2008 Ağustos ayında meydana gelen bu olayda, yargılama süreci ortadan 9 yıl geçtikten sonra Konya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde sonuçlandı. Yalnızca 3 kişinin ceza almasıyla bitti, belge Yargıtay’a aktarıldı. Yargıtay’da da yıllardır duruyor ve hiçbir ilerleme yok. Lakin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, tebliğname ile lokal mahkemenin verdiği kararın, birçok nedenler göstererek bozulmasını talep ettiği halde Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi hiçbir harekete geçmiyor. Mahallî savcılıkların da esaslı bir inceleme yapmamalarından kaynaklanan LPG şirketinin hiyerarşik sorumlularından 5 kişinin daha yargılama dışına bırakıldığı ortaya çıktı. Bunun da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbarnamesinde gördüğümüz üzere, bunların da yargılanması gerekliliğini hem Yargıtay 12’nci Ceza Dairesi’ne bildirdim, hem de olayın geçtiği Hadim Cumhuriyet Savcılığı’na bu şahıslar hakkında cürüm duyurusunda bulunmamıza karşın ne Yargıtay’dan, ne de mahallî savcılıktan hiçbir karşılık alamadık” dedi.
‘2 müvekkilim mahkeme kararını göremeden öldü’
Avukat Hakkı Ünalmış kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Halbuki 18 çocuğun vefatı, 29 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan bir ihmal. Hiç değilse bu yargılama dışında bırakılanlarla birlikte yargılanmaları, gerekli cezayı almaları, 29 çocuğun yaralarının bir nebze dinmesine, 18 çocuğun da patates üzere yer altına gömülmesinin acılarını bir nebze dindirir diye düşünüyoruz. Ama bu maalesef şimdiye kadar mümkün olamadı. Davanın ardını bırakmıyoruz. Evrak Yargıtay’a gideli 5 yıl oldu; fakat hala bir gelişme yok. Benim müvekkillerimden 2 baba öldü. Çocuklarının acılarının bir nebzede olsa giderilebileceğini sağlayacak olan mahkeme kararını göremediler”
