Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien, yaptığı yazılı açıklamada, ABD Dışişleri Bakanlığının, Şanghay’daki çalışanının ve ailelerinin istekli olarak kentten ayrılmasına müsaade vermesinin kendi kararı olduğunu ancak Çin’in salgınla uğraş uğraşlarına yöneltilen suçlamaları kabul etmediklerini bildirdi.
Çin’in salgınla uğraş siyasetlerinin bilimsel temelli ve tesirli olduğunu, Şanghay ve öbür bölgelerin yeni salgın dalgasının üstesinden geleceğine inandığını vurgulayan Sözcü Cao, “İlgili Çin makamları ve lokal idareler yabancı diplomatlar ve konsolosluk çalışanına her türlü yardım ve takviyesi sağlamaktadır. ABD’nin Çin’in salgınla gayret siyasetlerine yönelik temelsiz suçlamalarına karşı çıkıyor, ABD tarafını protesto ediyoruz” tabirlerini kullandı.
Ne olmuştu?
ABD Dışişleri Bakanlığından 8 Nisan’da yayımlanan açıklamada, Şanghay Başkonsolosluğundaki acil durum vazifelileri dışındaki işçi ile ailelerinin istekli halde kentten ayrılabileceği belirtilmişti.
Açıklamada ayrıyeten “yerel kanunların ve Covid-19 kısıtlamalarının keyfi halde uygulanması nedeniyle” Amerikan vatandaşlarının Hong Kong Özel Yönetim Bölgesi, Cilin eyaleti ve Şanghay kentine mecburî olmadıkça seyahat etmemeleri istenmiş, bilhassa önlemler kapsamında ailelerin çocuklarından ayrılabileceğine dikkat çekilmişti.
Çin’in en büyük kenti Şanghay’da artan olaylar nedeniyle 28 Mart’ta ilan edilen kademeli kapanma, olayların azalmaması nedeniyle meçhul müddetle uzatılmıştı.
Kentte besin, ilaç dağıtımı ve bakım hizmetlerinde sorunlar yaşanırken, Covid-19 testi olumlu çıkan çocukların ailelerinden başka karantinada tutulması reaksiyonlara yol açmıştı. Mahallî yetkililer, reaksiyonlar üzerine siyaset değişikliğine gitmiş, çocukların karantinada anne ve babalarıyla kalmalarına imkan sağlayacak düzenlemeler yapılacağını bildirmişti.
Öte yandan kuzeybatıdaki Cilin eyaletinde 7,5 milyon nüfuslu Çancun ve 4,5 milyon nüfuslu Cilin kentleri ile 7,6 milyon nüfuslu Hong Kong’da da karantina uygulamaları sürüyor.
Çin, Covid-19 olaylarını ortaya çıktığı yerde bastırmayı ve bulaşma zincirini kesmeyi hedefleyen “sıfır vaka” stratejisi uyguluyor. Bu strateji karantina, seyahat kısıtlamaları, toplu testler üzere katı ve geniş ölçekli önlemleri içeriyor.
Tedbirler, hayatın olağan akışına müdahale ve yarattığı maliyet açısından vakit zaman tartışmalara yol açıyor.
Pekin idaresinin, bulaşıcılığı yüksek Omicron varyantının ortaya çıkardığı tablo karşısında stratejide değişikliğe gidip gitmeyeceği, dünya ülkeleri müdafaa önlemlerini kaldırıp olağanlaşmaya giderken, salgınla uğraşta nasıl bir yol izleyeceği belirsizliğini koruyor.
