Anadolu 25. Asliye Ceza Mahkemesindeki birinci duruşmaya, sanık İsmet Özgür ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada, hayatını kaybeden iş insanı Ünver’in kızı Selin Ünver de hazır bulundu.
Sanık İsmet Özgür savunmasında, 24 yıl silahlı kuvvetlerde pilot olarak misyon yaptığını, emekli olduktan sonra 2010’dan itibaren Halil İbrahim Ünver‘in yanında pilot olarak çalışmaya başladığını söyledi.
Sanık Özgür, helikopterin kaza tarihinden 14 ay evvel ikinci el olarak Yunanistan’dan satın alındığını belirterek, “Alınan helikopter 2 motorluydu. Ben de bu helikopteri kullanma konusunda kaza tarihinden yaklaşık iki buçuk ay kadar öncesinde eğitimlerimi tamamlamış, sertifika ve lisansımı almıştım. Halil İbrahim Ünver de helikopteri kullanabilmek için lisans almaya çalışıyordu. Lakin kendisinin tek motorlu helikopterleri kullanma konusunda yeteneği, deneyimi ve pilotluk tecrübesi vardı” tabirlerini kullandı.
Kaza günü helikopteri kendisinin kullandığını anlatan Özgür, iki motorlu helikopterlerin ticari uçuşlarda sevk ve yönetiminin iki kaptan tarafından gerçekleştirildiğini, özel uçuşlarda ise tek pilotla yapılabileceğini anlattı.
Özgür, olay günü helikopterin sol tarafından oturduğunu ve hakimiyetin kendisinde olduğunu lisana getirdi.
‘Kaza anında meteorolojik manada olumsuz bir durum yoktu’
Helikopterin kazadan evvel satılmasının planlandığını belirten Özgür, son uçuşları olması nedeniyle pilot deneyimi bulunduğu için helikopterin sevk ve yönetimini, isteği üzerine Ünver’e bıraktığını anlattı.
Ünver’in yaklaşık 1-2 dakika kadar helikopteri kullandığını, emniyet kemerlerinin bağlı olduğunu, bu müddette rastgele bir külfet yaşamadıklarını lisana getiren Özgür, kaza anında meteorolojik manada da olumsuz bir durum olmadığını, Halil İbrahim Ünver’in de hava durumu makûs olduğunda helikoptere binmeyi tercih etmediğini kaydetti.
Özgür, sefer başlamadan evvel hava durumunun berbat olduğunu lakin sonra düzeldiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Ben yüzlerce pilot yetiştirmiş, 3 Cumhurbaşkanı uçurmuş bir beşerim. 9 bin saat uçmuş bir beşerim. Hiç duymadığım ‘çaaav’ diye bir ses duydum. Bu sesten sonra helikopterde bulunan kayıt aygıtları devre dışı kaldı. Sonra helikopter düşüşe geçmiş. Ben bundan sonrasını hatırlamıyorum. Motorlar çalışıyordu. Yıldırım mı çarptı, yoksa hava muhalefetinden mi, bastırıcı hava akımından mı kaynaklı bizi yerin tabanına mi çarptı bilmiyorum. Helikopterin düşüş nedenini tam olarak bilemiyorum”
Hakimin yargılama sonucunda rastgele bir ceza alması durumunda ertelenmesini isteyip istemediğini sorduğu sanık Özgür, “Ben neden ceza alabilirim? Ben mevtten döndüm” halinde cevap verdi.
Halil İbrahim Ünver’in kızı şikayetçi olmadı
İş insanı Ünver’in kızı Selin Ünver ise yaşanan olaydan sonra babasını kaybettiğini, olayın kaza olduğunu düşündüğünü belirterek, sanıktan şikayetçi olmadığını söyledi.
Hakim, evraka ulaşan raporun içeriğinde yolcunun helikopteri kullandığına dair tespitin yapıldığını belirtti.
Bunun üzerine kelam alan sanık Özgür, yolcu olarak bahsedilen kişinin helikopterin sahibi ve pilot deneyiminin olduğunu, kaza anında helikopteri kumanda etmesi halinde bir durumun bulunmadığını söyledi.
Ara kararını açıklayan mahkeme, evraktaki raporda kazanın insan yanılgısından kaynaklanmış olabileceğine dair tespitler bulunduğunu belirterek, belgesinin helikopter kazasına ait uzmanlığı bulunan uzman heyetine verilerek sanığın kusur durumunun tespit edilmesini kararlaştırdı.
Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
İddianame
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 6 Eylül 2018’de Otokar İdare Heyeti Lider Vekili Halil İbrahim Ünver’e ilişkin “TC-HYU” kuyruk numaralı helikopterin saat 16.35’de Kartal Mermerler Helipad’ten havalanarak Büyükçekmece Gölmalikaneleri’ne hareket halindeyken bilinmeyen bir sebeple Bostancı önlerinde denize düştüğü belirtildi.
Bostancı Kent Sınırları Feribot İskelesi’nden Adalar istikametinde seyir halindeki vapurdakiler tarafından pilot İsmet Özgür’ün şuuru açık, Ünver’in ise şuuru kapalı bir halde gemiye alındığı kaydedilen iddianamede, iş insanı Ünver’in sevk edildiği hastanede tüm müdahalelere karşın kurtarılamadığı söz edildi.
İddianamede, olaya ait uzman inceleme raporuna da yer verilerek, Ulaşım Emniyeti İnceleme Kümesi tarafından hava aracı enkazı ve motorlarının incelenmesinde motor durmasına yönelik rastgele bir bulguya rastlanmadığı, meteorolojik bulgularda rastgele bir yıldırım çarpmasının meydana gelmediği kaydedildi.
Pilotla yapılan karşılıklı görüşme ve manzara kayıtları incelenmesi sonucu görüşün düşük olduğunun değerlendirildiği raporda, kayıtların da bu hususu desteklediği vurgulandı.
Raporda, “Durumsal farkındalığın kaybedilmesi sonucunda, su üzerindeki pozisyonun tam tespit edilemeyip kazanın insan faktörüne bağlı meydana geldiği, meteorolojik faktörlerin kaza oluşumuna yan faktör olduğu, ayrıyeten yetki mühleti geçmiş ‘Hususi Pilot Lisansı’ ile kaptan koltuğunda uçan yolcunun şirket ve hava aracının sahibi olması nedeni ile idari konuların da kazaya yan faktör olduğu düşünüldüğü” görüşüne yer verildi.
İddianamede, bu kapsamda sanık İsmet Özgür’ün “taksirle vefata neden olma” cürmünden 2 yıldan 6 yıla kadar mahpusla cezalandırılması isteniyor.
