Rize’nin Kendirli beldesinde vatandaşların mescide bağışladığı arazinin belediyeye satıldığı argüman edildi. Araziyi bağışlayan Mehmet Demir, “Vakıf ve belediye sorumluları Allah’a savaş açmışlardır. Zira bizim sevap almak için Allah ismine verdiğimiz, adak ettiğimiz yerimizi gasp ettiler. Ben bu toprakları mescide bağışladım. Madem belediyeye bu toprağımız satıldı, ben bir hissedar olarak neden para alamadım? Para verildiyse -ki benim de aldığımı argüman ediyorlar- o vakit para aldığıma dair bir doküman olmaz mı? Belediye önüne gelene para mı dağıtıyor doküman olmadan” dedi.
Rize merkeze bağlı Kendirli beldesinde yaşayan eski AKP yöneticisi Mehmet Demir, beldedeki caminin önünde bulunan dededen kalma topraklarını 22 yıl evvel cami vakfına bağışladıklarını; vekalet verdikleri Kendirli Camii İlim Yayma Vakfı yöneticisi ve Kendirli Belediyesi Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Özgün’ün, kendilerinin haberi olmadan belediyeye sattığını ileri sürdü.
Cami vakfına bağışlanan arazinin sahiplerinden Mehmet Demir, vekalet verdikleri Hamza Özgün’ün birebir vakitte belediyede yazı işleri müdürü olarak misyon yaptığını ve satışı kendi ismine yaparak para aldığını öne sürerek Özgün ve Kendirli Belediye Lideri Alaattin Serdar hakkında kabahat duyurusunda bulundu. Mescide bağışladıkları arazinin belediyeye satılması karşısında şaşırdıklarını ve sorunun çözülmesi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a davette bulunduklarını söyleyen Mehmet Demir, yaşananları şöyle anlattı:
‘Cami Vakfı Lideri araziyi belediyeye sattı’
Beldemizin en büyük mescidinin önü çok dar olduğundan cenaze namazları kılınamıyordu. Dedemden intikal eden cami önündeki bin 150 metrekare araziyi, hayır işlemek maksatlı Kendirli Camii İlim Vakfı’na verdik. Bu alanda genişletme çalışmaları belediye tarafından yapacağı için Yazı İşleri Müdürü olan Hüseyin Özgün görevlendirildi. Biz de arazi sahipleri olarak Müdür Özgür’e, vakfa evre için 1997 yılında vekâlet verdik. Çabucak akabinde belediye kamulaştırma süreçleri başlattı ve kamulaştırma bedellerinin ödenmesi için meclis kararı aldı, ödemeyi ise Hüseyin Özgün’e yaptı. Ortadan yaklaşık 20 yıl geçtikten sonra öğreniyoruz ki bizim mescide bağışladığımız bu arazi için ailece vekalet verdiğimiz Cami Vakfı Lideri, Kendirli Belediyesi Yazı İşleri Müdürü Hamza Özgün, bize müracaattan araziyi vakfa değil belediyeye sattı, karşılığında ise yaklaşık 25 bin lira para aldı.
‘İkinci belediyeye sattılar’
Hakkını aradığı için Belediye Lideri ve Yazı İşleri Müdürü tarafından çeşitli kurumlara şikâyet edildiğini söz eden Demir, hukuk uğraşını sürdürmeye kararlı olduğunu belirterek şunları söyledi:
Aradan geçen 20 yılın akabinde 2017 yılında belediye tarafından tekrar yetkilendirilen Müdür Özgün’ün, bu sefer, belediyeye sattığı yerimizi 2017 yılında 20 yıl evvel verdiğimiz vekâletle ikinci kere sattığını öğrendik. Bu durumu öğrendikten sonra Belediye Lideri Alaattin Serdar ve Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Özgün hakkında cürüm duyurusunda bulundum. Hukuk çabası başlattım. Akabinde Müdür Özgün ve Lider Serdar, beni Cumhurbaşkanı ve çeşitli bakanlıklara şikâyet etti. Yazı İşleri Müdürü Özgün, bana, ‘Ben sorumlu değilim, belediye lideri sorumludur’ diyor. Belediye Lideri Alaattin Serdar ise bana, ‘Benim bu işlerden haberim yok ve sizi Cumhurbaşkanı başta olmak üzere CİMER’e şikâyet eden Hüseyin Özgün’dür. Belediyenin bilgisayarından yazıları yazdığı için ben yazmışım üzere gözüktü’ diye bana ileti gönderdi. Bir yandan ‘Müdür Özgün sorumludur’ diyen Lider, başka yandan arazi ile ilgili süreçlerin yürütülmesi için Müdür Özgün’ün yetkilendirildiği yazıyı imzalıyor. Bu anlaşılır üzere değil.
‘Ölümüne Erdoğan’ dedik lakin bizi öldürdüler’
Vakıf ve belediye sorumluları Allah’a savaş açmışlardır. Zira bizim sevap almak için Allah ismine verdiğimiz, adak ettiğimiz yerimizi gasp ettiler. Ben bu toprakları mescide bağışladım. Madem belediyeye bu toprağımız satıldı, ben bir hissedar olarak neden para alamadım? Para verildiyse -ki benim de aldığım argüman ediyorlar- o vakit para aldığıma dair bir doküman olmaz mı? Belediye önüne gelene para mı dağıtıyor doküman olmadan? Bu kadar hukuksuz süreçleri nasıl yapmışlar anlamış değilim. Ben artık buradan soruyorum; Türkiye Cumhuriyeti devleti, Sayın Cumhurbaşkanım, AKP hükümeti, biz ‘Ölümüne Recep Tayyip Erdoğan’ dedik ancak biz öldürüldük. Adalet aradık, ‘dibine kadar adalet’ dedik, bizi yerin tabanına soktular. Ben AKP kurucularındanım, Erdoğan’ın talimatlarıyla Ulusal Görüş’ün kalesi olan Kendirli beldesine AKP’yi kuranlardan biriyim ve idarelerde yer aldım. Geldiğimiz noktada ihale bizim başımıza patladı. Bu türlü adalet, bu türlü hukuk olmaz. Daha evvel verdiğim kabahat duyurusu dilekçeme savcılık ‘kovuşturmaya yer yok’ diye karar almış. Arazi tapusunda babamın ismi dahi geçmezken dededen kalan yerimle ilgili vekalet veren ben, fakat ölmüş babamın ismi soruşturmada yer alıyor, güya babam şikâyet etmiş üzere babamın ismi münasebet gösterilerek ‘soruşturmaya gerek yok’ kararı alınıyor. Bu türlü adalet olur mu? Adalet yerini bulana kadar hukuk uğraşımızı sürdüreceğiz.
‘Cami Vakfı’nın değil diyenler palavra söylüyor’
Bir evvelki devirde Kendirli Belediye Lider Yardımcılığı vazifesinde bulunan İbrahim Öz ise şunları söyledi:
Bu toprakların mescide vakfedildiğini tüm Kendirli halkı biliyor, biz de biliyoruz. Bunun bu türlü olmadığını söyleyenler palavra söylüyor. Caminin önü daracıktı ve alan oluşturulsun diye bahse bahis toprakların mescide bağışlanması konusunu çözdük ve arazi sahipleri ikna edildi, hiçbir para talep etmeden yerlerini bağışladılar. Süreçlerin yapılması için derneğin lideri, belediyemizin Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Özgün’e de belediye yetki vererek türel süreçleri sürdürmesi sağlandı. Daha sonra bu arazinin iki defa belediyeye nasıl satıldığını ben de anlamış değilim.
‘Her süreci yasal çerçevede yaptım’
Suçlamaların odağındaki Kendirli Belediyesi Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Özgün ise şunları söyledi:
Ben hala bahse husus olan caminin vakfında yöneticiyim. Vakfa verilen bir arazi yoktur. Burada bahis olan arazi belediyemize verilmiştir. Belediye beni yetkili kıldı ve ben süreçleri gerçekleştirdim. Yapılan kamulaştırma fiyatı de hak sahiplerine çek olarak verilmiştir. Bizim hakkımızda savlarda bulunan Mehmet Demir para almamışsa onu kardeşlerine sorsun. Belediyeye satılacak diye bana vekâlet veridiler ben buna nazaran süreç yaptım.
